İslam Aleminde Ünlü Rüya Alimi İmamı Nablusi
İslam alimleri rüya konusuna büyük ehemmiyet vermiş ve önemli eserler kaleme almışlardır.Bunların arasında en önemlisi İmamı Nablusi lakabıyla meşhur 12.Asrın büyük bilgini Abdulgani ismail En-Nablusi'dir.. Daha 20 yaşındayken bu günün profesörlük seviyesindeki müderrislik makamına erişmiş ilmiyle amil,takva sahibi ve tasavvuf konusunda engin bir bilgiye sahip bir alimdir.Nablusi'nin "Ta'tirül-Enam Fi Tabiril Menam" isimli meşhur rüya kitabı, bu konuda islam aleminde en çok okunan eser olmuştur.Bu eserden büyük ölçüde istifade edilmiştir.Bu yüzden müellifin eserindeki önsözü sadeleştirerek burada veremek istiyoruz:
" Allahu Teala'nın "Dünya hayatında da ahirette de onlar için müjde vardır" melaindeki ayeti kerimesinin tefsirinde bazı müfessirler dünya hayaındaki müjdeden murat,dünyada bizzat kendisinin ve veya onun hakkında olarak bir başka yakınının gördüğü salih rüya,ahiretteki müjdeden maksat ise Allahı görmektir, şeklinde izah etmişlerdir.
Peygamberimiz "Salih rüyaya inanmayan kimse Allaha ve Ahiret gününe iman etmemiştir."diye buyurmuşlardır.Hz.Aişe ise "Resullalah vahyin başlangıcı salih rüya olup,herhangi bir rüya gördüklerinde sabah aydınlığı ile birlikte aynen zuhur ederdi" demiştir.
Yine Resuallah tan rivayet ediliyorki; Hazreti peygamber Ebu Bekir Sıddık Hazretlerine hitaben şöyle demiştir:
"Ya Ebu bekir,öyle bir rüya gördüm k güya ikimizde merdivenden çıkıyormuşuz.Ben seni iki basamak geçmişim." şeklinde rüyasını anlattı.Bunun üzerine Ebu Bekir Sıddık Hazretleri rüyayı şöyle tabir etti: " Ya Resulallah,Allah sizin ruhunuzualıp rahmetine kavuşturduktan sonra ben ikibuçuk sene daha yaşarım" demiştir.Yine rivayet olunurki; Resuallah Ebubekir Sııdk Hazretlerine:
" Ya Ebu bekir! Rüyamda gördüm ki,siyah bir koyun bana tabi olup benim arkasıra ve o siyah koyuna da beyaz bir koyun tabi olup onun arkası sıra geliyordu" Hz.Ebubekir Sıddık hazretleri peygamberin rüyasını " Ya Resulallah size ilk önce araplara tabi olur,Araba da arap olmayanlar tabi olurlar" şeklinde tabir ettiler..
Rüya ilmi alemin başlangıcından beri devam edegelen ilimdir ki,Nebi ve Resuller daima onu kabul edereke onunla amel etmişlerdir.Hatta Nebilerin rüya ile verdikleri haberler,Rüyalarında Allahu Teala tarafından kendilerine vahyedilen şeylerdir.Resullalahtan evel de rüya ilminden daha şerefli bir ilim yoktu.Bazıları demiştirki rüyalar 3 çeşittir:
1- Allah tarafından müjde olarak gösterilen bir rüyadır ki Hadisi şerifte anlatılan salih rüya budur.
2- Şeytan tarafından korkutmak için vaki olan rüyadır.
3- Kişinin bizzat kendisi tarafından meydana getirdiği rüyadır.
Şeytan tarafından korkutmak için meydana gelen rüya,batıl bir rüyadır ve tabir edilmez.Nitekim sahih bir hadiste varid olmuştur ki; Resuallah'ın huzuruna bir adam gelip: Ya Resulallah rüyamda gördümki,güya başım kesilmiş ve onun arkası sıra gidiyorum.diyince Resuallah:"Uykuda şeytan seninle oynamış.sakın kmseye söyleme " demişlerdir.
Bilinmelidir ki,su hava ve mekanların değişmesiyle her ülke,mevki yönünden diğerinin aksidir.Bundan dolayıdırki islam kültürünün tabircileri ile batı medeniyeti toplumlarını tabirleri değişik yorumlanır.Şöyleki: Bir sıcak memleketlerden birine kar birine kırağı yada dolu yağdığ görülse o memlekette kıtlık olur.Sonra aynı kişi aynı şeylerin bir soğuk memlekete yağdığını görse, o şehir halkı için bolluk ve ucuzluğa işaret eder.Çamur ve bataklık gibi yerleri görmek hindistan halkı tarafından mala,başka memleket halkı için bela ve sıkıntıya yorumlanır.Bilinmelidir ki insanın gördüğü rüyalar sadece kendisi hakkında çıkmayıp,çocukları,ana babası,akrabaları,arkadaşları ,meslektaşları,hemşerileri,ve başka yakınları içinde olur.Nitekim Ebu Cehil Hisam rüyasında islam dinine girip Resuallah'a biat ettiğini gördü.Bu rüya Ebu Cehil'in oğlu hakkında çıktı.
Yine birgün Ümmü'l Fazl bir gün pPgamberimizin yanına gelip korkunç bir rüya gördüğünü söyledi ve şöyle dedi:
"Ya Resulallah,rüyamda mübarek vucudunuzdan bir parça kesilip benim kucağıma bırakılmış,şeklinde rüyasını anlattı.Peygamber efendimiz tebessüm ederek:" Gerdüğün hayırdır ..Ey Ümmü'l Fazl,yakında Hz.Fatıma bir çocuk doğurur da se onu kucağına alırsın."buyurdu.Gerçektende Hz.fatıma Hz.Hasan'ı dünyaya getirdi ve Ümmü'l Fazl onu kucağına aldı.
İmamı Nahlusi Hazreteri şöyle der:" Rüyasının doğruluğunu arzu eden kimse doğru söylesin hayatında da doğru olsun..Gıybet ve koğuculuktan kaçınsın.Eğer rüyayı gören yalancı olmaz ,başkasının da yalan söylemesini çirkin görmezserüyası doğru çıkmaz.Rüyasının salih olmasını amel eden insan abdestli uyumalıdır."
Resuallah şöyle buyurmuştur:" Rüyasını yalan katarak anlatan kimseye kıyamet gününde, bir arpa danesinin iki ucunu biraraya getirip düğüm yapması teklif edilir.Bir kimse gözleri üzerine yalan söylerse cennet kokuları alamaz.İftiranın en büyüğü,adamın kendi gözlerine yaptığı iftiradır.ben gördüm der halbuki hiçbirşey görmemiştir.
En doğrusu tabiri Kur'an ve hadis ile yorumlamaktır.Eğer tabirci Ku'an ve hadisten misal bulursa rüyayı onunla tabir etmelidir.Şöyleki; bir kimse rüyasında kendini gemi de görse gemi korkudan kurtulmakla tabir olunur.Nitekim Cenabı Hak "Fakat biz onu da gemi arkadaşlarını da selamete erdirmiştik.(Ankebut-15) buturmuştur.Tabirciler için pek çoktabir yolları vardır.Tabir,inhisar altına alınmamaıştır.Ancak,tabircinin ilmi,takvası ve dindarlığı ile tabir ilmi artar.
Allah dilediğini doğru yola hidayet eder!...
Bu başlıktaki diğer makaleler
İslam esasına göre Rüya... (Skor: 13.3)
RÜYA nedir, İslam'ın rüyaya bakışı ve rüya tanımı...Hazret-i Âdem (a.s.)'in dünyaya kade...
Devamıİslam çerçevesinde rüyaların psikolojik ve dini hayattaki yansımaları (Skor: 10)
İnsanların gördükleri rüyalardan etkilenmemesi elbette söz konusu olamaz. İnsanların gördü...
Devamı