Öğrenciyken hepimizin en büyük hayali, tarih kitabını yastığımızın altına koyup uyurken o bilgilerin kafamıza girmesiydi. Belki de bu hayaller artı k gerçek oluyor. Bilimciler uykuyla bellek ve öğrenme arasındaki bağlantıyı araştırıyor. Bilimciler, REM uykusu sırasında karmaşık öğrenmenin mümkün olduğunu ifade ediyorlar. Yapılan çalışmalar, öğrenmenin temeli olan belleğin uyku sırasında geliştirilebildiğini gösterdi. Teorilere göre, gün içerisinde beyne kaydedilen bilgiler uyku sırasında işleniyor. Uyku sırasında beyin, bilgileri toplayarak sanal bir ortamda, hiçbir dış uyaran olmadan onların tekrarlanmasını sağlıyor. Böylece, nöronlar arasındaki bağlantılar daha da güçleniyor. Bellek için, beynin orta alt kesiminde bulunan hipokampus çok önemli. Beynin hipokampus bölgesinde birbiri ardına gelen uyarılar, oluşan bilgilerin sürekli kalması için beynin dış kabuğundaki üst merkezlere depolanmak üzere gönderiliyor. Rüyalarda nöronlar defalarca uyarılıyor. Bu uyarıların sonucunda sürekli yeni bağlantılar oluşuyor ve mevcut bağlantılar güçleniyor. Sinirsel uyarıların devamlılık göstermesi sayesinde hipokampusta tekrarlanan bilgiler, uzun süreli belleğe atılmak üzere beynin üst merkezlerine gönderiliyor. Tekrarlanmayan bilgiyse depolanmadığı için kısa bir süre sonra kayboluyor. Uyanık olduğumuz zamanlardaki nöron uyarıları, uykuda da tetiklenebiliyor. Böylece bilgilerin daha da kalıcı hale gelmesi sağlanarak öğrenme güçlendiriliyor.
Özellikle uykunun REM evresinde nöronlar uyarılarak bilginin taze kalması sağlanabiliyor. Yapılan çalışmalarda, REM uykusunun kesintiye uğradığı ve buna bağlı olarak da rüyaların kesintiye uğradığı durumlarda, bellek ve öğrenme yeteneği azalıyor. Yani, rüyalar öğrenmede etkili görünüyor. Farelere belirli komutlar öğretildikten sonra REM uykusu sırasında beyin dalgalarının arttığı gözlendi. Bunun üzerine, öğretilen komutlar müzikle eşleştirildi. Her komut öğretilirken aynı müzik dinletildi. Daha sonra bir grup fareye aynı müzik REM uykusunda dinletildi. Ertesi gün uykuda müzik dinletilen farelerin verilen komutları müzik dinletilmeyenlere göre daha çabuk yaptıkları görüldü. REM uykusunda dinletilen müzik, olasılıkla gün içerisinde verilen komutu çağrıştırdı ve beyin bu komutu tekrarlayarak belleği güçlendirdi. REM uykusu, belleğin tazelenmesi ve güçlenmesi için oldukça önemli görünüyor. Uyku, esas olarak iki evreden oluşuyor. REM ve REM olmayan evreler. REM evresinde beyin, neredeyse uyanık olduğumuzdan da fazla aktif. Bu sırada kan basıncı yükseliyor, kalp atışlarımız artıyor. Yani REM uykusunda beyin oldukça fazla çalışıyor. Rüyanın görüldüğü evre de bu.
Uykusunu yeterince alamayan bir kişinin ertesi gün olayları kavrama ve akılda tutma yeteneğinin azalması, uyku ve bellek bağlantısını gündeme getirdi. Yapılan çalışmalarda, REM uykusunun kesintiye uğradığı durumlarda bellek ve öğrenme yeteneği azalıyor. Yani uykunun REM fazı öğrenmede etkili görünüyor.
Özet olarak, uyku sırasında bilgiler toparlanıp, bilgisayar terimiyle backup yapılıyor ve bellek güçleniyor. Aynı zamanda bağlantılar sağlamlaştırılıyor, yeni ve daha ileri bağlantılar kuruluyor, diğer bir deyişle beyindeki programlar update ediliyor. Ernest Hartmanna göre rüyalar sırasında, gün içerisinde azalmış olan mesajcı moleküller, yani nörotransmitörler, yani beynin mesajcı molekülleri salgılanıyor. Beyin için gerekli olan birçok protein de REM uykusu sırasında sentezleniyor. Yıpranmış nöronlar ve bağlantıları da bu sırada onarılıyor, yeni çapraz bağlar oluşuyor. Rüyalar, beyinde azalmış olan yararlı molekülerin sentezi için gerekli zaman dilimleri. REM uykusu sırasında büyüme hormonunun salgılanmasında artma olduğu bilinen gerçeklerden. Belki de bebeklerin günün çoğunu uyuyarak geçirmelerinin sebebi de bu olabilir.
Tüm Makaleleri Gör |